yerelhayat @ hotmail.com

ESKİ BAYRAMLARI ÖZLEDİK

En önde Türk bayrağı, arkada Pendik protokolü ve liseli öğrenciler, öğrencilerin arkasında halk, halkın arkasında gaz arabası.

Eski Pendik'te kutlanan milli bayramları özledik.

1960'lı yıllardaki Milli bayram kutlamaları: Evlerdeki kutlamalar, iş yerlerindeki kutlamalar, okullardaki kutlamalar, belediyedeki kutlamaları, Okmen sineması kutlamaları, siyasi parti ve derneklerin kutlamaları olmak üzere bir birinden bağımsız fakat bir biri ile uyumlu bir şekilde gerçekleşirdi.
Kutlamaların lokomotifi hep Pendik Lisesi'ydi.


EN ÖNDE PENDİK LİSESİ
En önde Pendik Lisesi Beden Eğitimi Öğretmeni Şinasi Bey arkasında Türk bayrağı, lisenin flaması, majör, boru gurubu, davullar. Arkada okul müdürü Ahmet Erşişen, öğretmenler ve protokol, onların arkasında halk… Halkın elinde devasa bir Türk bayrağı ve Atatürk resmi, gençlerin elinde döviz ve meşaleler…
60'lı yıllarda Pendik'te kutlanan milli bayramlar çok güzeldi. O yıllar 7'den 77'e kadın erkek hemen her Pendikli bir işin ucundan tutup, bayrama katılır, bayram coşkusuna destek verirdi.



TÖRENLER GAZİPAŞA'DA
Pendik törenlerinin ilki, Pendik Birinci İlkokul'u önünde yapılan törenlerdir. Bu okul, bu günkü Çarşı caminin yanındaki fıskiyenin yerindeydi. Okulun önündeki Gazipaşa Caddesi ile Ortanca Sokak köşesi tören alanı, alanın etrafında Kamil Kırtasiye, Helvacıoğlu, Ajlan ve Ortanca fırın vardı. Milli bayramlarda Ramazan Akdemir'e ait Helvacıoğlu Gıda'dan okula bir ip çekilir, ip üzerine dizilen bayrak, Atatürk resimleri ve belediye flamaları ile alan süslenir, öğretmen masası üzerine kırmızı bir örtü örtülerek kürsü hazırlanırdı. Kürsü önünde belediye başkanı, okul müdürü ve öğretmenler konuşma yapar, öğrenciler şiir okuyup, marşlar söyler, hep birlikte halay çekilirdi.

TÖRENLER LİSENİN ÖNÜNDE YAPILIRDI
1920 yılında bir okulla başlayan törenlere yeni okullar eklenince merkezdeki bu alan kalabalığa küçük geldi. Zira Pendik büyümüş, okul sayısı çoğalmıştı. 1960 yılında tören alanı Pendik Lisesi'nin top sahasıydı. Ancak top sahası merkeze uzak, dört tarafı binalarla çevrili alana giriş çıkış zor, çim sahada yıpranıyordu.

 

KUŞKU PARK

Tüm okulların ortasında, ulaşımı kolay, tören yapmaya müsait, Atatürk büstü olan belediye önünde küçük bir alan vardı.
Bu gün Kuşlu park dediğimiz bu alandaki beş ev yıkılınca ortaya devasa bir alan çıktı.
Hürriyet Kırtasiye Hasan Karagözoğlu, Kuruyemiş ve Şekerlemeci Ömer Telli, Kunduracı Macir ve Yorgancı Nüsret abinin binaları istimlak edildi. Kuşlu park yeni tören alanı oldu. Kuşlu Parkı, sahildeki tören alanı izledi.

PENDİK MİLLİYETÇİDİR
Pendik milliyetçidir. Hemen her Pendikli Türk Devletini ve Türk Milletini sever. Pendiklinin sevgisi bir başka sevgidir, bu sevgide en büyük pay: Doğup büyüdüğü, vatan topraklarını terk edip gelen Yanyalılar, Dramalılar, Bulgarlar ve Boşnakların Pendik'i vatan tutma arzusudur. Yaşadıkları toprakları gözyaşları ile terk edip ana vatana gelen göçmenler bu toprakları bağırlarına basarak, “Biz Atatürk'ün hemşerisiyiz”, “Atatürk bizi buraya çağırdı”, “Biz Atatürk'ün çocuklarıyız” diyor, bu duygularla milli bayramlara sım sıkı sarılıp, bayram coşkusuna büyük bir destek veriyorlardı. İkinci sebep Pendik Lisesi'nin fener alayıdır. Liseli öğrenciler, arife günü okul önünde toplanıp, ellerinde dev Türk bayrağı, Atatürk posteri ve meşalelerle Pendik sokaklarında halk ile birlikte tur atarlardı. Üçüncü sebepse Tuzla Askerinin Pendik sokaklarında yaptığı askeri gösterilerdir. En önde ay yıldızlı al bayrak arkasında bando takımı, bandonun arkasında sancak onun ardında askerler. Ellerinde tüfek, tüfekli gösteri yapan o askerleri kim sevmez ki?

PENDİK ÇOŞKUSU

LİSENİN BANDOSU-MERKEZİN TRAMPET TAKIMI-SÜREYYAPAŞANIN MEHTERİ
1960'lı yıllarda Pendik'te coşku vardı. Okulların bir biri ile yarışı şeklinde geçen bayram kutlamaları bir birinden ilginç anlara sahne olurdu. Okullar arası gizli yarışta: En güzel çalan trampet takımı, en güzel giysili öğrenciler, en güzel yürüyen okullar, en güzel konuşan öğretmenler, en güzel şiir okuyan çocuklar bir biri ile kıyaslanıp, bir birinci seçilirdi. Kulaktan kulağa fısıltı şeklinde yayılan yarışın galibi hep «Bizim okuldu» Bir yıl merkez, bir yıl Süreyya Paşa birinci olur ya da yürüyüşü merkez kazanmışsa şiir okuma Süreyya Paşa'ya verilerek çocukların gönlü alınırdı. O günlerde biz tüm Pendik büyük bir aileydik. Herkes bir birini tanır, herkes bir birini severdi. Bizler yalanı, dolanı bilmezdik.
Rakipsiz Pendik lisesine; Merkez bando ile Süreyyapaşa mehteran bölüğü ile eşlik ederdi.
EVLERDEKİ KUTLAMALAR.
Evlerdeki kutlamalarda: Evler temizlenir, boya ve badana yapılır, pencereye Türk bayrağı asılır, duvardaki Atatürk resmi süslenir, çocuklara elbise ve ayakkabı alınırdı. Herkes böyle mi yapardı? Hayır!.. Parası olan yeni ayakkabı yeni elbise alır, parası olmayanlar ayakkabısını boyar, boyası olmayan ayakkabısını yıkardı. Ütüsü olan elbisesini ütüler, ütüsü olmayan Kolacı Ahmet'e gidip elbisesine ütü yaptırır, ütü yaptıramayanlar yatak altına koyduğu pantolonuna yatak ütüsü yapardı. Kızlar saçlarına iki örgü yapar, örgü üzerine taktıkları iki beyaz fiyonk kurdele ile ben adeta buradayım derdi.

İŞYERLERİ BAYRAK ASARDI

İşyerleri; kapı önüne bayrak ya da Atatürk resmi asar, iş yerine gelen müşteriye kolonya, şeker ikram ederdi. Çay sıradan iş, kahve ise lükstü.

ŞİİRİMİZİ BİZ ÇOCUKLAR BİZZAT KENDİMİZ YAZAR, KENDİMİZ OKURDUK
Okullardaki kutlamalar: Sınıflar arasında bir yarış şeklinde geçerdi. Öğretmen, öğrenci ve veli işbirliğinde yapılan kutlamaların birinci ayağı resim dersinde bayram resimleri yapmak, Türkçe dersinde kompozisyon ve şiir yazmak, tarih dersinde bayramın Türk tarihindeki önemini incelemek şeklinde geçerdi. Sınıflarda 23 Nisan köşesi oluşturulur. Yapılan resimler, yazılan şiir ve kompozisyonlar bu köşelere asılırdı.

TÖREN HAZIRLIKLARI BİR AY ÖNCE BAŞLARDI
Aylar öncesinden başlayan halk oyunları çalışmalarını, tiyatro çalışmaları izlerdi. Tüm okulun katıldığı yürüyüş çalışmalarına okul Müdürü Saim Balkır nezaret derdi. Müdür Balkır en önde, sınıflar başlarında öğretmenleri onun ardında yürürdü. Günler süren yürüyüş çalışmalarında Balkır'ın her düdük sesinde sol ayağımızı gururla yere vururduk..
Bizler Türk'tük Türk olmanın guruyla yürüdük. Baş yukarıda, göğüs ilerde, vuruşlar sertti. Okul bahçesinde başlayan yürüyüş çalışmaları sokaklara taşardı. Biz yürümekten yorulmaz, aksine zevk alırdık. Okullara asılan dev Türk bayrakları ve Atatürk resimleri bayrama ayrı bir renk katardı.

TAKLAR KURULURDU
Belediye kutlamaları, kaldırımların kireçle boyanması ile başlar, ağaçların gövdesi kireç ile beyaza boyanır, önemli cadde ve sokaklara tak kurulur, Türk bayrağı, Atatürk resmi ve dövizler asılırdı.
Altı metrelik bez üzerine yazılan “Yaşasın 23 Nisan”, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” gibi ibareler bayram coşkusuna coşku katardı.
Belediye kutlamaları dört aşamada gerçekleşirdi. Birinci aşama kutlamaların kabulü, ikinci aşama meydandaki geçit resmi, üçüncü aşama halk kutlaması, dördüncü aşama da fener alayıydı.
Kutlamaların kabulü ve geçit resmi bugün yapılan kutlamalar gibiydi. En önemli fark törene 7'den 70'e herkesin katılmasıydı.


Halk töreni belediye binası önündeki tören alanda yapılırdı. Alan dört bir yandan devasa ampullerle aydınlatılıp, dev bayraklarla süslenirdi. Büyük bir pist etrafında toplan Pendikli davul zurna eşliğinde halay çeker, dara durup, horon teper, sema gösterisi yapardı..

İZMİR BENİM VAN BENİM
1960'lı yıllarda Pendikli bir bütündü. Biz çocuklar “İzmir benim Kars benim, Van Erzurum Ardahan benim” derken, babalarımız Karadenizlilerle ile horon teper, Karslılarla ile Atabarı oynar, Tekirdağlılarla ile drama karşılamasına katılırdı. Oyunlarımız kızlı erkekliydi. Biz çocuklar ellerimizdeki üç beş kuruşla su ya da mantar tabancası alır, çatapat patlatırdık.

FENER ALAYI
Akşam yemeğinden sonra başlayan Halk kutlamalarını fener alayı izlerdi. Gecenin ilerleyen dakikalarına kadar süren fener alayı anlatılmaz.
Fener; bir çivi, bir konserve kutusu ve bir süpürge sapıydı.
Önde Türk bayrağı, arkada Pendik protokolü ve liseli öğrenciler, öğrencilerin arkasında halk, halkın arkasında gaz arabası. Fener alayı Pendik cadde ve sokaklarında kaç tur attı bilmiyorum ama söylediğimiz marşlar hala aklımda. İzmir benim, Van benim. Şeref benim, şan benim. Kars, Erzurum, Erzincan. Konya, Ardahan benim. Seneler kutlu bana. Aylar umutlu bana. Her an haykırıyorum. TÜRKÜM ne mutlu bana.

Mustafa Telli
mustafatelli5